BÖLGE TURU KLASİK KAPADOKYA TURU
A J A C a p p a d o c i a
BÖLGE TURU KLASİK KAPADOKYA TURU
Sabah saat 09.30 gibi otelden alınış ve yerel halk tarafından hayal vadisi olarak ta bilinen, yüzlerce değişik şekiller de peribacasından oluşan Devrent vadisini ziyaret. Paşabağları; Çift baştan oluşan bölgenin en büyük peribacaları. Diğer durağımız ise Hitit imparatorluğundan günümüz Kapadokya sına miras kalan çanak-çömlek yapımını keşfedeceğimiz Avanos ve local bir restoranda öğle yemeği. Zelve açık hava müze; onlarca kilise ve manastırdan oluşan açık hava müzesi. Esentepe; Göreme vadisini, kaya oluşumlarını ve tarihi evleri gözlemleyebileceğimiz panoramic bir nokta. Uçhisar Kalesi; Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı imparatorlukları tarafından savunma amaçlı kullanılan, dev bir peribaca-kale. Gezimizin son durağı yerel kadınlar tarafından dokunulan ve devlet tarafından desteklenen halı kooperatifi ziyareti ve akşam 16.30 gibi otele dönüş.
URGUP CAPPADOCİA
Kapadokya'nın en önemli merkezlerinden biri Nevşehir'in 20 km doğusunda bulunan Ürgüp'tür. Göreme gibi Ürgüp'ün de tarihte farklı isimleri vardı; Bizans Dönemi'nde Osiana (Assiana), Selçuklu Dönemi'nde Başhisar, Osmanlı Dönemi'nde Burgut Kalesi ve Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Ürgüp.
Bölgede bilinen en eski yerleşim, antik çağda “Tomissos” olarak adlandırılan Damsa nehrinin kuzeyinde, Avla Dağı eteklerinde yer almaktadır. Ancak daha sonraki döneme ait en önemli kalıntılar Ürgüp yakınlarındaki kasaba ve köylerde bulunan Roma mezarlarıdır. Bizans Dönemi'nde de önemli bir dini merkez olan Ürgüp, Ürgüp çevresindeki köy, kasaba ve vadilerde bulunan köy, kasaba ve vadi kesme kilise ve manastırlarda bulunan kaya kilise ve manastırların bir piskoposluğuydu.
11. yüzyılda Ürgüp, Selçukluların önemli kentleri olan Niğde ve Konya'yı birbirine bağlayan önemli bir kaleydi. Bu döneme ait iki yapı, ilçe merkezinde bulunan Altıkapılı (Altı Kapı) ve Temenni Tepesi (Dilek Tepesi) türbeleridir. Bir anne ve iki kızının cenazesinin bulunduğu 13. yüzyıldan kalma Altıkapılı türbesinin altı cepheli, kemerli pencereli ve çatısız. Araştırmacılar bunun pek olası olmadığını düşünse de Temenni Tepesi'ndeki iki türbeden birinin Selçuklu Sultanı Iv. Diğerinin ise III. Alaaddin Keykubat'a ait olduğu sanılmaktadır.
Ürgüp, 1515 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası oldu. İlk kez 18. yüzyılda Osmanlı Sadrazamı Damat İbrahim Paşa'nın Nevşehir'de (Muskara) valilik kurmasıyla oldu. Ürgüp daha sonra valilik tarafından yönetildi ve Ürgüp ikinci planda kaldı.
Şemseddin Sami, 1888-1890 yılları arasında yazdığı “Kamus-ül Alam” adlı tarih ve coğrafya kitabında 70 cami, 5 kilise ve 11 kiliseden bahseder.
DEVRENT (HAYAL) VADİSİ
Hayal Vadisi de olarak bilinen Devrent Vadisi, birçok ilginç kaya formasyonu ve oluşumunun bulunduğu Kapadokya’nın en ilginç vadilerinden bir tanesidir. Vadideki yüzlerce küçük peribacası hem gün içerisinde hem de dolunay olduğu zamanlarda çok güzel manzaralarında izlenebilmesine olanak sağlamaktadır. Vadide insan ve hayvana benzeyen kaya şekilleri vardır. Doğanın adeta insanlara sunduğu doğal bir hayvanat bahçesi görünümünde olan vadi her gün yüzlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir. Vadide bulunan en belirgin hayvan figürleri deve, yunus, yılan figürleridir. Hayal gücünüzü özgür bıraktığınızda daha birçok figürü de kendiniz keşfedebilirsiniz. Dikkatli baktığınızda Meryem Anayı bile görebiliyorsunuz.
ZELVE VADİSİ ve AÇIK HAVA MÜZESİ
Artık Zelve Açık Hava Müzesi olarak bilinen Zelve Vadisi, Kapadokya’nın hem en eski yerleşim yerlerinden birisi ve hem de en son terkedilen yerleşim yeridir.Bir zamanlar bölgedeki en büyük topluluklardan birine ev sahipliği yapan Zelve Vadisi, mağara odalar, kiliseler, ve diğer yerleşim yerleri ile antic bir şehrin kalıntılarını bizlere sunmaktadır. 1950 li yıllarda yerli halk hala bölgede yaşamaktaydı ve erezyondan kaynaklı kayaların kopma ve uçma riskleri nedeniyle bu bölgeden çıkarılmaya çalışılmıştır. Sonunda 1960 lı yılların başında yeni Zelve Köyü kurularak halk ikna edildi ve bu vadiler boşeltılmış oldu. Şu anda Zelve Vadisi hayalet bir şehir ve erozyon hala devam etmektedir. Zelve Açık Hava Müzesinde Aktepe yamacına yaslanmış 3 adet vadi, dağcılık ve macera meraklılarına çok güzel örnekleri sunmaktadır. Kapadokya Bizans İmparatorluğu mimarisi ve patikaları ile bu vadi çok güzel bir yürüyüş parkuru sunmaktadır. Ayrıca yerli halkın da bölgeden çıkmadan önce kullandığı küçük bir cami bile mevcuttur.
PAŞABAĞ (Bölgenin En Güzel Peribacaları)
Zelve Açık Hava Müzesi ve Çavuşin Köyü arasında bulunan Paşabağları (aynı zamanda Keşişler Vadisi olarak ta bilinir) Koyu renkli, büyük bazen birbirinden ayrı bazen ise birleşik tüf kayalarının ve peribacalarının en güzel örnekleri ile doludur. Paşabağları adından da anlaşılacağı üzere eskiden en iyi üzüm cinslerinin bulunduğu üzüm bağlarının da mevcut olduğu bir vadiye açılmaktadır. Peribacalarının oluşumlarının jeolojik açıdan anlaşılması için en iyi örneklerin bulunduğu bir alandır. Ayrıca tabakalaşmış tüf kayaları ve erezyonun anlaşılması açısından da önemli bir noktadır. Burada bulnan Peribacaları dikkatli izlendiğinde katmanların arasındaki fark ve erezyonun etkisiyle oluşumlar daha rahat anlaşılabilinir. En üst tabaka sert ve şapka şeklinde oluşumlar, alttaki tabaka ise yumuşak tüf kayanın erezyona daha çok uğramış hali ve tekrar daha alt tabakada ise yine sert bir tabak mevcuttur. Farklı dönemlerde oluşan lavların kısa sürede veya uzun süre boyunca yavaş şekilde soğuması ile bu farklar oluşmuştur. Bölgede aynı zamanda hem Keşişler için kiliseler, ayin odaları ve hemde insanların yaşamaları için yapılmış mağaralar mevcuttur.
GÖREME AÇIK HAVA MÜZESİ
Kapadokyanın merkezinde bulunan Göreme Açık Hava Müzesi bölgenin en ünlü manzarası ve terihini barındıran eski bir yerleşim yeridir.M.S. 1000-1200 yıllarına ait olan ve bölgede bulunan yaklaşık 300’ün üzerinde mağara kiliselerin içerisindeki en iyi örnekleri içerisinde barındıran Göreme Açık Hava Müzesini Dünya çapında ünlü yapan bu kiliselerdir diyebiliriz. Bu kiliseler, Karanlık Kilise ve Tokalı Kiliseleridir. Bu kiliseler ve Kapadokyada bulunan diğer kiliseler Selçuklu döneminden başlayarak farklı amaçlar için kullanılmış ve hatta bazı kiliselerdeki fresklere malesef bilinçli olarak zarar verilmiştir. Bölge yaklaşık 1000 yıllık kiliseleri ile ünlüdür ve asıl yerleşimin Hititlilerden itibaren başladığı tahmin edilmektedir. Göreme açık hava müzesi girişi ücretli olup müze kartı olan misafirler ücretsiz giriş yapabilmektedirler.
UÇHİSAR
Uçhisar kasabası içerisinde bulunan Uçhisar kalesi kuzey Kapadokya bölgesinin en yüksek noktasıdır. Ayrıca bölgeninde en büyük kaya oluşumlarından birisidir. Uçhisar kalesinden baktığınızda bütün kuzey kapadokyayı görebilirsiniz, ayrıca Erciyes dağı manzarası da görülmeye değer. Kalenin girişinde bir tünelden girilerek daha sonra kalenin yamacından tırmanmanız gerekiyor ve daha sonra geniş korumalı merdivenlerle kalenin zirvesine kadar kolay bir şekilde çıkabiliryorsunuz. Kalenin bir çok odası ve birbirine bağlı bölümleri malesef erozyon nedeniyle ya yıkılmış veya kapalı durumdadır, Yerel halk bazı odaları güvercinlik haline getirerek bölgede çok yaygın olarak geçmişte kullanılan güvercinliklere dönüştürmüşlerdir.
GÜVERCİNLİK VADİSİ
Bu güvercinliklerin en güzel örneklerini ise Güvercinlik Vadisi panaroma noktasında izleyebilirsiniz. Bölge genel yapısı volkanik olduğu için tarım arazilerinin zenginleştirilmesi için yabani güvercin gübreleri geçmişte çok kullanılmıştır, bunun üretimi için Kapadokya vadilerinin hemen hemen hepsinde yüzlerce güvercinlik mevcuttur.
GÜN BATIMI – KIZIL ÇUKUR
Kızıl çukur vadisi yürüyüş parkururnunda başladığı yer olarak bilinen gün batım noktası, gün batımından yaklaşık yarım saat önce gidildiğinde gün batımını eşsin bir manzara ile izleyebileceğiniz, oturma yerleri ve kafelerin de bulunduğu bir noktadır. Bu yer aynı zamanda sabah erken saatlerde kalkan balonların da izlenebileceği bir noktadır.